Tron’un Yeni Hamlesi: Tether Rekabetinde Ethereum ile Arayı Kapatıyor

0

Tether’ın Tron ağında yaptığı yeni 1 milyar dolarlık mint, stablecoin rekabetini alevlendirirken, kullanıcılar ağlar arasında hız, maliyet ve regülasyon risklerini yeniden değerlendiriyor.

tron vs ethereum - tether _KB

  • Tether’ın Tron ağında gerçekleştirdiği 1 milyar dolarlık yeni USDT mint işlemi, Ethereum ile Tron arasındaki stablecoin rekabetini yeniden kızıştırdı.
  • 2022–2024 yılları arasında Tron’un lider olduğu bu yarışta Ethereum kısa süre önce öne geçmişti. Ancak yeni mint ile Tron tekrar zirveyi zorlarken, stablecoin piyasasının toplam değeri 150 milyar doları aştı.
  • ABD’de gündemde olan GENIUS ve STABLE yasa tasarıları ise sektörün geleceğini regülasyonlarla yeniden şekillendirmeye hazırlanıyor.
  • Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalarda stablecoin tercihi ve ağ seçimi yatırımcı davranışları açısından daha da kritik hale geliyor.

Tron ve Ethereum Arasındaki Stablecoin Rekabetinde Yeni Dönem: Tether $1 Milyar Mint’i

Tron Ağında Yeni USDT Mint İşlemi ve Arz Değişimi

Tether, 5 Mayıs 2025’te Tron ağında 1 milyar dolarlık yeni USDT basımı (mint) gerçekleştirdi. Arkham Intelligence verilerine göre bu işlemle Tron’daki toplam USDT arzı 71,4 milyar dolara ulaştı. Öte yandan Ethereum’daki USDT arzı yaklaşık 72,8 milyar dolar seviyesinde. Yani Tron’un liderlik koltuğuna yeniden oturması için sadece 1,4 milyar dolarlık ek mint’e ihtiyacı var. Gerçek zamanlı grafikler ise bu yarışın uzun soluklu olduğunu gösteriyor: 2018’den bu yana Tron (kırmızı) ve Ethereum (mavi) ağlarındaki USDT arzının evrimi, Tron’un ilk olarak 2022’de öne geçip Kasım 2024’te büyük bir mint ile Ethereum’un önüne yeniden geçmesi gibi dönüm noktalarını yansıtıyor.

CoinGecko verilerine göre Tron, Temmuz 2022’den Kasım 2024’e kadar USDT arzında Ethereum’u geride bıraktı. Ancak Kasım 2024’te Ethereum’da gerçekleştirilen 18 milyar dolarlık büyük bir USDT basımı dengeleri değiştirmişti. Yeni mint ile Tron tekrar yarışta öne çıkmayı hedefliyor. Bu süreçte farklı ağlardaki USDT dağılımı da önem kazanıyor: üçüncü büyük ağ konumundaki Solana’da yaklaşık 1,9 milyar dolar USDT bulunuyor. Diğer ağlarda (Ton, Avalanche, Aptos, Near, Celo, Cosmos vb.) ise USDT miktarları çok daha düşük seviyelerde. Tether’in tüm ağlardaki toplam dolaşımdaki USDT arzı ise rekor kırarak 149,4 milyar dolara ulaştı. CoinGecko verilerine göre bu, global stablecoin piyasasının %61’ine tekabül ediyor; en yakın rakip Circle’ın USDC’si ise yaklaşık %25 pazar payıyla 62 milyar dolar civarında dolaşıma sahip. Stablecoin arzı hızla arttığından, sektör şu anda tüm kripto piyasasının yaklaşık %8’ini oluşturuyor. ABD Hazine Bakanlığı ise düzenleyici netlik sağlanırsa stablecoin pazarının 2028’de 2 trilyon dolara çıkabileceğini öngörüyor. Bu gelişmeler, stablecoin rekabetinin önümüzdeki yıllarda daha da kızışacağına işaret ediyor.

Ethereum vs Tron: Rekabetin Tarihçesi ve Teknik Farklar

Tron ve Ethereum, stablecoin kullanımında en büyük iki platform olarak uzun bir rekabet geçmişine sahip. Tron ağı, Temmuz 2022’ye kadar USDT arzında Ethereum’u geride bırakmıştı. Ardından Kasım 2024’te Ethereum’un büyük bir USDT mint’i ile öne geçmesiyle denge yeniden değişti. Bu iki ağın mimarileri ise büyük teknik farklılıklar içeriyor. Tron, Delegated Proof-of-Stake (DPoS) konsensüsünü kullanırken, Ethereum artık Proof-of-Stake (PoS) sisteminde çalışıyor. Tron’da blok süresi yaklaşık 3 saniyedir ve saniyede binlerce işlem yapabilme kapasitesine sahiptir. Ethereum’da ise blok süresi ~12 saniyedir, bu da işlem onay süresinin daha uzun olduğu anlamına gelir. Tron ağında işlemler, kullanıcıların TRX stake ederek edindiği “enerji” ve “bant genişliği” ile gerçekleştirilir; yeterli kaynak varsa işlem ücreti neredeyse sıfır olur. Buna karşılık, Ethereum işlemleri gas mekanizmasıyla ücretlendirilir. Örneğin, GasFeesNow verilerine göre Aralık 2024’te Tron’daki bir TRC-20 USDT transferi $3–6 civarında ücret gerektirirken, Ethereum’daki ERC-20 versiyonunda bu ücret yalnızca ~$0.19 idi. Hatta Aralık ayının ilerleyen günlerinde Tron’da USDT transfer ücreti $9’a kadar yükselerek Ethereum’u aşmıştı. Yani genel görüşün aksine, zaman zaman Tron da yüksek ücretli hale gelebiliyor. Bu durum Tron’un daha çok çok düşük ücret avantajıyla bilinen cazibesini bazen kırabiliyor.

Teknik farklar dışında uygulama alanları da birbirine göre farklılık gösteriyor. Tron ağı özellikle stablecoin transferleri ve eğlence/medya içerik paylaşımı için öne çıkarken, Ethereum zengin DeFi ve akıllı sözleşme ekosistemi ile biliniyor. Tron üzerinde USDT’nin yanı sıra Justin Sun tarafından çıkartılan algoritmik stablecoin USDD gibi protokoller de bulunuyor. Ethereum’da ise Tether ve Circle’ın stablecoinlerinin yanı sıra DAI, Frax, TrueUSD gibi çeşitli stabil coinler yaygın. Tron’un istikrarlı 3 saniyelik blok süresi ve düşük işlem maliyetleri, Tether’i bu ağa TRC-20 USDT versiyonunu çıkarmaya yöneltmişti. Bu bağlamda Tron, küçük transferlerde genellikle Ethereum’a göre daha cazip hale geldi. Ancak Ethereum’un genişliği ve merkeziyetsiz uygulama yelpazesi, ağı endüstrinin temel taşı yapmaya devam ediyor.

Tether’in Piyasa Hâkimiyeti ve Diğer Ağların Rolü

Tether, stablecoin pazarında açık ara lider konumunda bulunuyor. Toplam dolaşımdaki 149,4 milyar dolarlık arzının dünya stablecoin piyasasının %61’ine karşılık geldiği hesaplanıyor. En yakın rakip Circle’ın USDC’si ise %25 payla pazarda takipte. Dolayısıyla USDT, hem hacim hem de yaygın kullanım açısından pazarın baskın stablecoini. Bu yüksek hacim, Tron ve Ethereum’un stablecoin ekosistemlerindeki rollerini de şekillendiriyor. UBS analizlerine göre, stablecoin’lerin toplam piyasa değerinin %54’ü Ethereum ağında, %28’i ise Tron’da yoğunlaşmış durumda. Bu dağılım, DefiLlama verilerinden derlenmiş olup Ethereum’un hâlâ daha fazla stablecoin projesine ev sahipliği yaptığını gösteriyor. Öte yandan Cointelegraph’a göre Tron, tüm USDT dolaşımının yaklaşık %47’sinden sorumlu; bu da stablecoin pazarının %29’unun Tron ağına denk geliyor. Yani Tron, hacim olarak tüm stablecoin piyasasının üçte birini kolayca karşılayacak oranda işlem görüyor.

Üçüncü büyük network ise Solana; bu ağda dolaşımdaki USDT miktarı yaklaşık 1,9 milyar dolar civarında. Avalanche, Aptos, Near, Celo, Cosmos gibi diğer blokzincirlerinde de USDT arzları mevcut, ancak bunların her biri görece küçük paylar tutuyor. Örneğin Avalanche veya Near’da USDT hacimleri onlarca milyon dolar seviyesindeyken, Tron/Ethereum ikilisi onlarca milyar doları buluyor. Genel stablecoin piyasasının yaklaşık 240 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Bu hacim içinde Ethereum’un payı %50’yi aşarken, Tron %29 dolaylarında kalıyor. Aşağıdaki grafik de bu durumu doğruluyor: günlük aktif stablecoin cüzdan adreslerini gösteren grafikte (y ekseni milyonlarla), Tron ağı (kırmızı) diğer ağlara kıyasla bariz bir üstünlüğe sahip. Artemis verilerine göre Tron, tüm stablecoin adreslerinin yaklaşık %28’ini barındırarak en fazla aktif adrese sahip ağ konumunda bulunuyor. Başka bir ifadeyle, stablecoin işlemlerinde Tron’u kullanan cüzdan sayısı diğer ağların önünde.

Şekil: Günlük aktif stablecoin adres sayısının ağlara göre dağılımı. Artemis Analytics verilerine göre (günlük benzersiz adresler bazında) Tron (kırmızı) tüm ağların içinde en fazla adres faaliyetine sahip. Tron’un bu konumu, USDT piyasasındaki büyük hacmiyle tutarlı bir sonuç. Kaynak: Artemis Analytics

Tüm bu veriler ışığında Tether’in hem piyasa hacmi hem de ağ dağılımı, stablecoin ekosistemindeki merkezî rolünü ortaya koyuyor. Tron ve Ethereum arasındaki rekabette biri ön plana çıkarken (ilk iki ağ toplam hacmin yüzde 80’inden fazlasını taşıyor), Solana gibi üçüncü partiler henüz uzak kaldı. Bununla birlikte yeni stablecoin ihraççıları ve projeler (örneğin merkezi olmayan stablecoinler veya merkez bankası dijital para birimleri) ekosisteme girdikçe bu dağılım değişebilir.

Stablecoin Piyasası, Büyüme ve Regülasyon Beklentileri

Stablecoin pazarı son dönemde hızlı büyüme kaydetti. UBS araştırmasına göre, 2025 başı itibarıyla stablecoin’lerin toplam piyasa değeri 200 milyar doları aşmış durumda. Özellikle kripto piyasasının toparlanmasıyla birlikte stablecoin arzı yılbaşından bu yana yüzde 8 civarı arttı ve tüm kripto varlıkların yaklaşık %8’ini oluşturuyor. Bu büyüme trendinin devam edeceği tahmin ediliyor: ABD Hazine Bakanlığı, kripto düzenlemeleri netleşirse stablecoin pazarının 2028’de 2 trilyon dolara ulaşabileceğini öngörüyor.

Regülasyon cephesinde ise en önemli gelişmeler ABD ve Avrupa’dan geliyor. ABD Kongresi’nde “stablecoin yasası” kapsamındaki iki kritik tasarı (Senato’daki GENIUS Act ve Temsilciler Meclisi’ndeki STABLE Act) onay sürecinde. GENIUS Act, ödeme amaçlı stablecoin tanımlarını netleştiriyor ve ihraççıların rezerv tutma kurallarını düzenliyor. STABLE Act ise stablecoin ihraççılarına federal lisans zorunluluğu ve şeffaflık yükümlülükleri getiriyor. ABD Senatosu Bankacılık Komitesi 2025 Mart’ında GENIUS tasarısını 18–6 oyla geçti. Ancak bazı Demokrat senatörler, düzenlemelerin terör finansmanı ve para aklama gibi alanlarda daha güçlü tedbirler içermesi gerektiğini savunuyor. Bu anlaşmazlık nedeniyle tasarının nihai oylaması ertelenebilecek gibi görünüyor.

Türkiye’de resmi stablecoin düzenlemesi henüz netleşmemiş olsa da kripto paralar için getirilen önlemler stablecoin kullanımını da etkiliyor. Örneğin TCMB’nin 2021’de aldığı “kriptoyla ödeme yasağı” kararı, stablecoin’lerin günlük ödemelerde kullanılmasını fiilen sınırlandırmıştı. Mart 2025’te çıkarılan yeni kripto düzenlemeleri (MASAK ve SPK tarafından) AML/KYC kurallarını güçlendirse de, stablecoin’lere özel bir çerçeve henüz ortaya konmadı.

Büyük stablecoin ihraççıları ise yasal gelişmeleri yakından takip ediyor. Tether, ABD hükümetinin çıkmasını beklediği düzenlemeleri işaret ederek, ABD merkezli bir stablecoin çıkarmayı yasalar yürürlüğe girdikten sonraya erteleyebileceğini açıkladı. Bu sürede Circle gibi şirketler de global regülasyonlara uyum sağlamaya yönelik hazırlıklarını sürdürüyor. Özetle, stablecoin piyasasının büyümesi teknik taleplerin yanında regülasyon yaklaşımlarını da hızlandırıyor; gelecek belirsizliği azaldıkça stabilize edilmiş coinlerin kullanım alanının genişlemesi bekleniyor.

Türkiye Bağlamı: Tron Popülerliği, Kullanıcı Maliyetleri ve Stablecoin Tercihleri

Türkiye’de kripto para kullanımı giderek artarken, stablecoin’ler daha çok yatırım veya sınır ötesi transfer araçları olarak değerlendiriliyor. Chainalysis’in raporuna göre 2023 itibarıyla yaklaşık 5 milyon aktif kripto kullanıcısı bulunan Türkiye’de, stablecoinlerle yapılan doğrudan perakende ödemeler henüz yaygınlaşmış değil. Bunun kısmen nedeni, 2021’de getirilen kripto ödeme yasağının stablecoin’leri de etkilemiş olması. Öte yandan Binance Türkiye gibi platformlar USDC desteği vererek sabit coin altyapısının ülkemizde de kullanılabileceğini gösteriyor. Türk kullanıcılar arasında popüler stablecoinler genellikle USDT ve USDC; ayrıca Tether’in piyasaya sürdüğü TL destekli finansman ürünü gibi yerel projeler de takip ediliyor.

Tron ağının Türkiye’deki bilinirliliği nispeten sınırlı kalmasına karşın, bu ağda USDT işlem maliyetlerinin düşük olması beklentisi yerel kullanıcıları da ilgilendirdi. Ancak son dönemde Tron üzerinde işlemlerin beklenenin üstünde ücretlendirildiği görüldü. Örneğin GasFeesNow verilerine göre Aralık 2024’te Tron’da bir TRC-20 USDT transferinin ücreti 3–6 dolar bandındayken, aynı dönemde Ethereum ve BNB Chain’de bu ücret $0.2’nin altındaydı. Günlük kullanımda yeterli TRX stake’i olmayan kullanıcılar için Tron’da ücretler beklenmedik şekilde yükseldi. Hatta 9 Aralık 2024’te bu ücret $9’u aşarak Ethereum’u geride bıraktı. Bu gelişme, Türk yatırımcılar arasında da “Tron pahalı mı oluyor?” sorusunu gündeme getirdi. Öncü Türk kripto borsalarından Paribu’da bile Tron ağı üzerinden USDT çekim işlemi 5 TRX komisyonuna tabiyken, Ethereum ağında yapılan USDT çekiminde ücret 3 USDT olarak belirlenmiş durumda. Yani yerel borsada bile Tron’dan çıkış, belirli bir maliyet yansıtıyor. Tüm bu etkiler, özellikle sabitcoin transferlerini ucuzlatmak isteyen kullanıcıların ağ tercihlerini gözden geçirmesine neden oluyor.

Bununla birlikte Tron Vakfı’nın duyurduğu gas-free (ücretsiz işlem) özelliği yakın zamanda kullanıma girerse, Tron’daki transfer maliyetleri yeniden düşebilir. Yine de Türkiye bağlamında stablecoin kullanımı ve ağ tercihleri, sadece teknik değil aynı zamanda regülasyon riskleriyle de şekilleniyor. Özetle, Türkiye’de kullanıcılar hızla değişen piyasa şartlarında işlem yapıyor ve işlem ücretleri ile düzenleyici gelişmeleri takip ediyor.

Sonuç: Ağ Karşılaştırması – Hız, Maliyet ve Düzenleme Riskleri

Özetle, Tron ile Ethereum’un stablecoin rekabetinde öne çıkan temel kriterler işlem hızı, maliyet ve regülasyon güvencesi olarak sıralanabilir. Tron ağı, saniyede çok yüksek işlem kapasitesi (~2000 TPS) ve kısa blok süreleriyle öne çıkıyor. İşlem ücreti açısından ise yeterli TRX stake’i ile işlemler neredeyse ücretsiz yapılabiliyor. Bu da küçük tutarlı USDT transferlerini hızlı ve ucuza gerçekleştirmek isteyen kullanıcılar için cazip bir seçenek oluşturuyor. Ancak Tron’un şu anda en büyük kullanım alanı stablecoin transferleri olduğu için, ekosistemin çeşitliliği sınırlı; ayrıca dolaşımdaki arzın büyük kısmı tek bir şirketin (Tether) himayesinde bulunuyor. Bu durum, ilerideki regülasyon değişikliklerinden etkilenme riskini beraberinde getirebilir.

Ethereum ise daha yavaş (yaklaşık 15 TPS) ve yüksek ücretli bir altyapıya sahip. Yoğunluk yükseldiğinde gas ücretleri önemli artış gösterebiliyor. Ancak Ethereum, çok geniş bir DeFi ve akıllı sözleşme ekosistemine sahip olduğu için yalnızca transfer değil, ileri düzey finansal uygulamalar için de tercih ediliyor. Ağın merkeziyetsiz yapısı ve kurumsal bilinirliği, regülasyonlar karşısında bir avantaj sayılıyor. Ancak ABD merkezli yasa tasarıları (GENIUS ve STABLE) hayata geçerse, Ethereum’da ihraç edilen herhangi bir stablecoin veya ödeme tokeni de doğrudan denetime tâbi olabilir.

Diğer alternatif ağlar da değerlendirilmelidir. Binance Smart Chain (BNB Chain) ve Solana gibi ağlar, Tron’a benzer düşük maliyet ve yüksek hız vadediyor. BNB Chain, geçmişte BUSD sayesinde stablecoin ekosisteminde yer bulmuştu ancak güncel regülasyon belirsizlikleri kullanıcıları temkinli kılıyor. Solana ise saniyede çok yüksek işlem kapasitesi ve düşük ücretler sunuyor; ancak merkeziyetsizlik ve zaman zaman yaşadığı kesinti problemleri kullanıcıların aklında soru işareti bırakıyor.

Kullanıcılar için en uygun ağ seçimi, bu üç faktörün dengelenmesine bağlı. Örneğin günlük küçük transferlerde Tron veya Solana düşük maliyet avantajı sağlayabilirken, büyük miktarlarda ve kurumsal düzeyde güven arayanlar Ethereum’u tercih edebilir. Ancak güçlü bir stabilite ve düzenleyici güvence arayanlar, stablecoin ihraççılarının yasal konumuna dikkat etmeli. Güncel yasal gelişmeler, özellikle ABD’de stablecoin ihraççılarına odaklandığından, yatırımcıların hem işlem maliyetlerini hem de olası regülasyon risklerini göz önünde bulundurarak hareket etmesi öneriliyor

 
Uyarı: Paylaşılan haberler, veri ve grafikler bilgi amaçlı olup yatırım tavsiyesi ya da danışmanlığı kapsamında değerlendirilemez. Bunun yanı sıra haber ve materyallerin al ya da sat yönünde bir telkinde bulunmak gibi bir işlevi ve misyonu da bulunmamaktadır. Kişilerin kişisel araştırma yapmaları kendi sorumlulukları olup, detaylı araştırmanın yatırım öncesi önemli bir şart olduğunu öneririz.

İçerik ve görseller YZ yardımıyla oluşturulmaktadır.

Ayrıca, kripto paraların doğası gereği yüksek risk barındırdığı göz önünde bulundurularak hareket edilmelidir. Risksiz kazanç hiçbir sektörde olmadığı gibi, kripto paralar özelinde de yoktur.

Leave a Reply